276°
Posted 20 hours ago

Baudolino

£5.495£10.99Clearance
ZTS2023's avatar
Shared by
ZTS2023
Joined in 2023
82
63

About this deal

Ganz nebenbei habe ich sehr viel über die Geschichte des Mittelalters erfahren, was ich wahnsinnig interessant fand. Allerdings - um Baudolino dem Lügner Glauben zu schenken - ist der Geschichte ja nur bedingt zu glauben ;) Kitabın sonunda Baudolino'nun Rahip'in krallığını aramaya devam etmesi anlam arayışının vazgeçilemezliğini bize anlatıyor diyebilirim ama. Kitapta neyin kurgu, neyin gerçek olduğunu anlayamayız ama bu noktada; Baudolino da kendi yarattığı dünyada tıpkı bizim gibidir. Anlatırken onun için her şey gerçektir. Yaşarken de her şey düş gibidir.

Bu yalan ve hakikat arasında gidip gelen, yalanın işlevselliğini tercih eden, evet, tercih eden insanlara dair çok örnek var kitapta. Ama bununla birlikte Baudolino'nun kendi yalanlarına inandığını da görüyoruz. Bir yalan uydurduğunu aklının bir ucuyla bilmeye devam etse de, başka açıklamalarla bu yalana inanmaya devam ediyor. Bölüm 16-17'deki Zosimos hikayesini de böyle okuyabiliriz. Burada yine hakikatin olmadığı bir düzlemde, herkesin avantaj elde etmek için çabalayışını görüyoruz. Baudolino Zosimos'u kandırmaya çalışırken Zosimos Baudolino’yu kandırıyor ve Rahip Johannes’in mektubu değiştirilmiş biçimde Bizans’ta ortaya çıkıyor, üstüne üstlük papalık tarafından da ona bir cevap veriliyor. Baudolino’nun fantezisi tüm dünyayı etkileyecek kadar önemli hale geliyor ve papalık bile cevap verdiğine göre, diyor Baudolino, bu belki de sadece bir fantezi değildir. Bir temel fıkrasına benziyor bu. Temel ekmek kuyruğuna giriyor, bakıyor kuyruk çok uzun, bağırıyor ileriye doğru: “Diğer fırında ekmek bedavaymış, koşun!” Sıradaki herkes koşuyor ve geriye yalnızca Temel kalıyor, sonra Temel de şüpheye düşüp, herkes oraya koştuğuna göre cidden bedava mı acaba, diyor. Baudolino da aynen böyle, uydurduğu yalanın gerçeğe dönüşmesini hayretle izliyor ve kendisi o yalanı de ciddiye alıyor. Baudolino, fakir bir köyde fakir bir ailenin çocuğu olarak büyür. Ailesi o kadar sefil durumdadır ki, çocuklarını kolayca satarlar. Bundan sonra imparator Frederich Barbarossa’nın yanında yaşamaya başlar. Lakin yalancılığı onu sayısız maceraya sürükleyecek ve başını sürekli belaya sokacaktır. Why? The subject is just too irritating nowadays. Baudolino is a professional liar, and we're supposed to find that humorous and/or charming. However, given the age of disinformation we are now living in, during my second read I just found it disturbing. No, thank you.Die letzte Hälfte gleitet dann ins Phantastische ab, was ich überhaupt nicht erwartet habe. Es hat mir aber gut gefallen, besonders da ich mir immer wieder überlegt habe, welche realen Völker, Personen, Orte etc. Baudolino hier beschreiben könnte. Lediglich einige Passagen der Reise in den Orient und die ausschweifenden Diskussionen über die verschiedenen christlichen Glaubensansichten haben mich ermüdet. Andere philosophische Gedanken wiederum fand ich sehr interessant, so treffen Baudolino und seine Freunde während ihrer Reise durch den unbekannten Orient auf ein pazifistisches Volk, das keinerlei Besitztum hat und quasi von Luft und Liebe lebt. Baudolino's Gefährten fühlen sich hier so wohl, dass sie am liebsten bleiben würden, doch sind sie zu sehr an den Luxus der Zivilisation gewöhnt, oder wie es einer der Freunde formuliert :

Also, I have to give major props to William Weaver for his translation work. I can't imagine being a translator and having this thing plop on your desk! 'Are you kidding? You want me to translate somebody writing Latin, medieval Italian, and a blend of other languages in which he doesn't actually know how to write, so he is spelling this the way he thinks they are spelled based on how they sound?!'Our hero, Baudolino, is a kind of Henry Kissinger sent off by the emperor to conduct negotiations, make peace and threaten war. Baudolino is an inveterate liar and stretcher of the truth, so when he undertakes a multi-year mission to find the mythical Prester John, the exaggeration and fantasy reach a peak. I added a new shelf for this one: "historical fantasy." Kitap bu örneklerle dolu, hepsine değinmeye ihtiyaç duymuyorum ama birkaç örnek verelim: Friedrich ile Papa arasında yaşanan gerilimin artmasıyla birlikte, eğer bu gizemli rahip-kral bulunursa, Papa’dan daha saygıdeğer ve söz sahibi olacağı düşünülerek Friedrich’in yardımcısı Rainald bu kralın bulunması gerektiğini söylüyor:

This is the time of the Crusades and, tongue-in-cheek, Eco acquaints us with the origin of sacred relics. At one time the expedition is carrying six heads of John the Baptist for barter. But what is real and what is pure fabrication? Possibly everything, but even Baudolino warns us that he tells us lies to get to the very truth of things. And that's the best part of the novel. Anlatım yöntemleri ve anlatıcı sık sık değişir. Kitap yer yer Baudolino’nun ağzından anlatılsa da çoğunlukla üçüncü şahsın dilindendir. Karakterlerin her biri başarılı kişilik ayrımlarına ve detaylarına sahip. Baudolino’dan sonra en dikkat çekici karakter Abdül. Abdül’ün romantik ama bir o kadar da dramatik hikayesi Baudolino’nun hikayesiyle beraber akar. Abdül kitabın şarki unsurlarını daha sıcak, daha içten hale getirir. Ancak umberto eco, tıpkı Gülün Adı’nda olduğu gibi bunda da bize tamamıyla gerçekçi bir orta çağ atmosferi sunmaz; bunun yerine düşsel bir serüvende kahramanlarla beraber sürüklenir dururuz. Post-truth, son zamanların popüler ve aydınlatıcı tanımlaması. 2016 yılında Oxford Sözlüğü tarafından yılın sözcüğü seçilince de gündelik hayatımıza girdi. Kısaca söylemek gerekirse, gerçeğin ötesi, gerçeğin sonrası gibi bir anlama sahip. Artık gerçeğin kimse tarafından önemsenmediği, işlevsel bilginin, hikayenin seçilip alındığı, işlevsel bulunmayanın ise yanlış ilan edildiği, nesnel bir gerçeklik kabulünün ortadan kalktığını ifade ediyor post-truth, bilhassa siyasi ve sosyal meseleler için geçerli olduğu düşünülse de, aslında daha karmaşık bir mesele, bireysel olarak da işleyen bir durum ve kitapta da bunu görebiliyoruz. Birkaç bilindik post-truth örneği vermek gerekirse, Kabataş yalanı, "Gezi eylemleri sırasında camide bira içildi" yalanı bunların en bilinenleri. İkisini de yalanlayan tanıklar çıksa da, ortada hiçbir kanıt olmadığı halde dillendiriliyor bunlar. Çünkü aslında gerçek olup olmamasının bir önemi yok. Ak Partililerin kandırıldığı yönündeki inanç da aslında bu yüzden doğru değil. Etken-edilgen ilişkisinin ötesinde bir ilişkileri olduğunu düşünüyorum orada. İşte Baudolino bu meseleyi enine boyuna, uzun uzun gösteriyor. Hem işin mutfağını görüyoruz, hem de arka plandaki zihniyeti. Friedrich ve Papa(lar) ve İtalyanlar arasındaki meselelerin çoğunun bu şekilde işlediğini görüyoruz.Baudolino hariç karakterler bu sefer biraz daha silik. Bunun böyle olmasına pek anlam veremedim diyebilirim. Biraz daha derinleştirilebilirmiş bence.

Most of the novel follows a traditional quest format, with Baudolino leading a ragtag fellowship in a journey to the East and the mythical land of Prester John. Bana anlattıklarına bakılırsa, şimdilik elimizde başka bir şey yok ve bu da yeterli değil. Onun varlığını kanıtlayan, kim olduğunu, nasıl yaşadığını gösteren bir belge gerek.” I laughed-out-loud many times. I especially loved the whole con game about selling relics. In this case, the seven severed heads of John the Baptist. :) The kinds of lies that Baudolino and his cohorts told were fantastic, rich, and while they didn't always pan out the way they hoped, the effects were gorgeous to behold. This is not a perfect book, yet I found even its imperfections charming rather than juvenile. I had a lot of fun with this book; more than I expected to, and I really can't justify lowering its star rating, even though my mind tells me I probably shouldn't be so gushy about it. I can't help it though. I thought it was great; I more than really liked it. I really, really liked it. Hopefully you will too.Johannes'in krallığında bir "ayna hikaye" ile karşılıyoruz böylece. Batı, kendisine uzak olan doğuyu masallaştırırken, doğu, aynı şeyi batı için yapıyor. Batı, anlamı kendisine uzak olan doğuda ararken, doğu, aynısını batı için yapıyor. Forgive me historians, I'm just pulling stuff from my own spotty memory so I might make some mistakes or miss something (feel free to correct me): Putting aside actual history for a moment and the MC's way of explaining that he is, as always, a liar, but he only lies for good, the novel grows epic from the first passages. We start with the fall of Constantinople, getting in tight with Barbarossa (the Holy Roman Emperor), and move into an amazing and amusing set of circumstances that include the founding of Alexandria, going on several quests for Prester John, meeting all manners of strange creatures and lands right out of the weirdest Medieval descriptions, and so much more.

Asda Great Deal

Free UK shipping. 15 day free returns.
Community Updates
*So you can easily identify outgoing links on our site, we've marked them with an "*" symbol. Links on our site are monetised, but this never affects which deals get posted. Find more info in our FAQs and About Us page.
New Comment